ÇOKLU ORTAM TASARIMI 1. HAFTA
Edgar Dale’nin Yaşantı Konisi
Değerli okuyucularım bu hafta sizlere çoklu ortam tasarımı dersinde öğrendiğim bilgileri paylaşacağım. İlk olarak Edgar Dale’nin yaşantı konisini ele alacağız. Edgar Dale’nin yaşantı konisini en etkili olandan en az etkili olana doğru sıralanışı;- Doğrudan doğruya edinilen maksatlı yaşantılar
- Model ve numunelerle edinilen yaşantılar
- Dramatizasyonla edinilen yaşantılar
- Geziler yoluyla edinilen yaşantılar
- Görsel sembollerle edinilen yaşantılar
Bu koninin dayandığı ilkeler, Çilenti tarafından şu şekilde açıklanmaktadır:
1- Öğrenme işlemine katılan duyu organlarımızın sayısı ne kadar fazla ise o kadar iyi öğrenir ve öğrenmelerimiz o kadar kalıcı olur.
2- En iyi öğrendiğimiz şeyler, kendi kendimize yaparak öğrendiğimiz şeylerdir.
3- En iyi öğrenim soyuttan somuta ve basitten karmaşığa doğru gidilendir.
Dale’nin yaşam konisine benzer bir sınıflandırma da 1937’lerde Hoban tarafından görsel-işitsel araçların sınıflandırılmasında da kullanılmıştır. Buna göre, eğitim ortamında kullanılan materyaller, sundukları eğitim ortamının soyuttan somuta oluş özelliğine göre sınıflandırılmıştır.
Bu sınıflandırmadan da anlaşılacağı gibi, eğitim materyallerinin en etkin kullanım amaçları, öğretilecek içeriğin soyuttan somuta doğru aşamalandırılması ve öğrencinin birden fazla duyu organına hitap etmesini sağlamaktır. Örneğin Piget’e göre, ilkokul çağındaki çocuklar somut işlemler dönemindedir. Bundan dolayı da bu dönemdeki çocuklara kazandırmak istediğimiz davranışlar için hazırladığımız ders içeriği, onların beş duyu organına hitap edecek özellikte somut materyaller ile desteklenmiş olmalıdır.
İkili Kodlama
İnsan beyninin farklı bilgi türlerini nasıl işlediğini
açıklamaya çalışan bilgiyi kodlama kuramlarından biri İkili Kodlama Kuramıdır.
Bu kurama göre bilişsel yapı, duyusal bellek veya sembolik sistem olarak
adlandırılmakta ve kendi içinde sözel ve sözel olmayan iki alt sisteme
ayrılmaktadır. Alt sistemlerin hem kendi içersin de hem de alt sistemler
arasında bağlantıların bulunduğunu varsaymaktadır. İnsan beyninde bilgi hem
sözel hem de sözel olmayan temsillerle kodlanabilmekte ve sözel bilgiler sözel
olmayan bilgileri, sözel olmayan bilgiler de sözel bilgileri
etkinleştirebilmektedir. İkili Kodlama Kuramının çeşitli uygulama alanları
bulunmaktadır.
Sınırlı Kapasite
Mayer (2001), kuramında insanın kısa süreli belleğinin
(dolayısıyla bilgiyi işleyen kanalların) bir defada sınırlı miktarda veriyi
işleyebileceği sayıltısından hareket etmektedir. Bu sayıltısını da Baddeley’in
kısa süreli (işleyen) bellek kavramı ve Chandler & Sweller’in (1991) (akt.
Cooper, 1998) bilişsel yük kuramlarıyla desteklemektedir. Söz konusu bilgi
işleme süreci Şekil 2.1’de verilmiştir. Sınırlı kapasite ve bilişsel yük, kısa
süreli bellekle ilişkilendirilmektedir. Kısa süreli bellek, zaman ve saklayabildiği
veriler bakımından sınırlıdır (Zhang ve Wang, 1998). Bu noktada materyalin
sahip olduğu bilişsel yük önem kazanmaktadır. Bilişsel yük (cognitive load),
kısa süreli bellekte bir kerede gerçekleşen zihinsel etkinlikler
bütünüdür.
Aktif İşlemci
Bireyin kendi biliş yapısı ve öğrenme özelliklerinin
farkındalığını taşıması olarak tanımlanan yürütücü biliş ve yürütücü kontrol
sisteminin işe koşulduğu yürütücü biliş stratejileri ile öğrenen, öğrenme
süreci içinde aktif bir konuma gelmektedir (Senemoğlu, 1997). Mayer (2001),
aktif işlemciyi açıklarken, aktif bilişsel süreçler içine ‘dikkat,’ ‘gelen
bilgileri düzenleme’ ve ‘yeni bilgileri var olanlarla kaynaştırma’ eylemlerini
katmaktadır. Bu bilişsel süreçleri geçiren öğrenenleri aktif işlemci olarak niteleyen
kuramcı, insan belleğinin alabildiği kadar bilgiyi alıp depolayan, pasif alıcı
olarak değil, bilginin farkındalığını taşıyan ve bu doğrultuda yürütücü biliş
stratejilerini kullanan sorumlu ve etkin bireyler olarak kabul edilmesi
gerektiğini vurgulamaktadır. Aktif öğrenme, öğrenenin gelen bilgileri bilişsel
süreçlerinden geçirmesiyle oluşmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder