14 Nisan 2014 Pazartesi

ÇOKLU ORTAM TASARIMI  4. & 5. HAFTA

Adobe Captivate ve Etkileşimli Video

Adobeninin ürünlerinden olan Adobe Captivatenin öncelikle ne olduğunu ve bu programla neler yapılabileceğinden bahsedeyim biraz. Bu program ile etkileyici sunular yapabilir, benim de yapmayı planladığım gibi bir programın kullanımını anlatabilir, program kullanım simulasyonyonları hazırlayabilir ve en önemlisi etkileşimli video hazırlanabilir.
 
Bu program ile aynı zamanda sesli simülasyonlar ve anlatımlar yaratabilir, birçok farklı formatta kaydedebilirsiniz. Adobe’nin grafik yazılımları gibi sürekli güncellenen ve geliştirilen Captivate, ilerleyen süreçte çok daha geniş kitlelerce kullanılabilecek gibi görünüyor.

Etkileşimli Video

Bu hafta Adobe Captivate ile etkileşimli video hazırladık. peki bu etkileşimli video nasıl oluyor? Etkileşimli video insan ve bilgisayar arasındaki etkileşimin video görüntüleri ya da video yayını ile yapılması olarak tanımlanabilir. Bu tanımın iki önemli yönü vardır. Birincisi, her etkileşimli video sisteminde bilgi­sayarın olmasıdır. Bütün etkileşimli sistemler mikro işlemci donanımı ve yazılımı etrafında kurulurlar. İkincisi ise, etkileşimli video genel olarak video teknolojisi ola­rak kabul edilmeyen birçok teknolojiyi de kullanmaktadır. 

Etkileşimli videoların faydaları ;
-Bir prosedürü kolayca anlaşılacak şekilde göstermeye,
-Kullanıcıya seçme ve tercih hakkı verilmesi(Dallandırılmış ağaç yapısı şeklindedir),
-Kullanıcının da ortama dahil edilmesi,
-Tutumların kolayca kullanıcıya aktarılması
-Video formatında olması ve bu yüzden ekonomiklik ilkesine uyması(tekrar  tekrar kullanılabilirliği)
-Kullanıcının olumlu ve olumsuz sonuçları ve ya ihtimalleri görmesinin sağlanması etkileşimli videonun faydalarındandır. 

Bu hafta yapmış olduğumuz etkileşimli videoan bahsedeyim. Ana teması Acil Yrdım olan ve içerisinde değerler eğitiminide barındıran bir video hazırladık. Seneryosundan bahsedecek olursam iki kardeşin sınav gününde sınava yetişecekken bir kaza ile karşılaşmaları ve kazazedeye yardım etmelerini gösteren bir video çektik. Etkileşim kısmında ise kaza ile karşılaşan iki kardeşin ilk olarak kazazedeye yardım etmelerimi veya sınava yetişmelerimi gerektiğine karar vermeleri ile süreç başlamakta. Kazaya müdahele etmeleri durumunda ise ilk yardım kuralları çerçevesinde kararlar vererek devam etmelerini sahnelediğimiz bir video çekimi oldu. Bu video ile ilk yardım aşamalarının daha etkili bir şekilde öğretileceği ve kalıcılığının olacağı düşüncesindeyim. Yükleme imkanım olursa yaptığımız etkileşimli videoyu sizlerle paylaşacağım. :)

6 Nisan 2014 Pazar

ÇOKLU ORTAM TASARIMI  3. HAFTA

   Video Ve Özellikleri

Birçok bağımsız resmin ard arda hızlı bir şekilde geçmesiyle oluşan ve sesle desteklenmiş hareketli resimler dizisine video denir. Videolar her bir resmin oluşturduğu karelerden (frame) oluşur. Videoların kalitesini etkileyen faktörlerden biri de çözünürlüktür. Çözünürlük videonun düşeyde ve yatayda bulunan piksel sayısına denir. Bir video da piksel sayısı ne kadar fazla ise görüntü kalitesi de o kadar iyidir.

 

Dijital Video Formatları

Yılların birikimi ile şuanda birçok video formatı bulunmaktadır. Bir video görüntüsü bilgisayara aktarıldıktan sonra dijitalleşmiş demektir. Çekilen bir video formatı çeşitli işlemlerden geçerek bilgisayarımızda saklanmaktadır ve izlenebilmektedir. Bu işlemler yapılmasa bilgisayarda saklamak ya da izlemek oldukça zahmetli olabilirdi.
Ham video dosyalarının asıl video dosyasın haline getirilebilmesi için dönüşebilmesi ve boyutunun küçültülmesi gerekmektedir. Bu küçültme ve dönüştürme işlemlerinin gerçekleştirildiği programlara Codec programları denir. Codec yazılımlarının Encoder(sıkıştıran) ve Decoder(sıkıştırılanı çözen) olmak üzere iki türü bulunmaktadır.
  • Encoder

Encoder codecler bir sesi veya görüntüyü alıp herhangi bir formatta şifreleyip sıkıştırırlar. Böylece görüntü ya da ses ten fazla kayıp yaşamadan bilgisayarımızda rahatça saklayabilmemizi sağlar.
  • Decoder

DivX formatında şifrelenip sıkıştırılan video bilgisayarımızda bu şifreyi çözüp oynatan Decoder (çözücü) olmadan oynatılamaz. Bunun için mutlaka belirtilen formatları destekleyen codec paketlerinin bilgisayarımızda yüklü olması gerekmektedir.

Sıkıştırma Formatları

    Bilgisayarlarımızda yaygın olarak kullanılan dijital video formatları olarak bilinen birçok program aslında bir sıkıştırma standardıdır. Bu sıkıştırma standartlarından bazıları MPEG Formatı, FLV-F4V Formatı, AVI Formatı, MP4 Formatıdır.

MPEG Formatı

video-mpegSes ve hareketli görüntü verilerinin uygun bir şekilde saklanması ve iletilmesi için ISO (Uluslararası Standart Organizasyonu) tarafından geliştirilen bir video standardıdır. 1:50 oranında sıkıştırma sağlayabilir. Farklı ihtiyaçlar için MPEG standardının farklı alt standartları geliştirilmiştir. Bunlar MPEG 1, MPEG 2, MPEG 4 dür.

FLV

FLV-F4V Formatı

Adobe Flash programı ile kullanılmak üzere tasarlanmış internet Video dosyasıdır. Görüntü kalitesi düşük olmasına rağmen internette sıkça kullanılmaktadır. Birçok video sitesinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

AVI Formatı

582Bilgisayarımızda görüntü ve ses kayıtlarının saklanmasına yarayan bir dosya formatıdır. Bu formatın oluşturanı Microsoft olduğu için günümüzde hemen hemen bütün bilgisayarlarda bu formatla oluşturulmuş dosyaları çalıştırmanız mümkündür.


MP4 Formatı

MP4_File_iconBildiğimiz gibi Video formatları da ses içerir. Sakın yanılmayalım mp4, mp3’ün bir sürüm gelişmişi değildir ve ses kalitesi de mp3 den daha kaliteli değildir. Pekâlâ, biz ille de mp3 ses formatında bir müziği mp4 video formatına çevirelim diyecek olursak, evet doğrudur mp3 e göre daha küçük alan kaplar. Tam diyemiyorum ama yaklaşık olarak yarıya yakın boyutuna indirir. Zaten video formatının da amacı bu değil midir zaten?

  


ÇOKLU ORTAM TASARIMI  2. HAFTA

Mayerin Çoklu Ortam İlkeleri 

Bu haftaki konumuz Bilişsel değişime odaklanan öğrenme kuramları ve çoklu ortam alanında yapılan araştırma bulgularından yola çıkan Mayer, teknoloji tabanlı öğretimsel çoklu ortam tasarımına yol gösterici 12 ilkeden söz etmektedir. Bunlar:
  1. Çoklu Ortam
  2. Konumsal Yakınlık
  3. Zamansal Yakınlık
  4. Tutarlılık
  5. Gereksizlik
  6. Dikkat Çekme
  7. Kişileştirme
  8. Ses
  9. Resim
  10. Biçim
  11. Ön Alıştırma
  12. Parçalama Bölme
Mayer, çoklu ortam tasarım ilkelerini yukardaki ilkeler olarak tanımlamıştır. Bu ilkeleri açıklayacak olursak;
1) Çoklu Ortam
Resim ve yazının birlikte sunulduğu ortamlarda öğrenme, sadece yazıdan oluşan öğrenme ortamlarına göre daha iyi olur.
2) Tutarlılık İlkesi
Konu dışı materyaller tasarımın dışında tutulursa öğrenme daha iyi olur. Konu ile alakası olmayan, birbirinden farklı materyallerin kullanılması öğrenenler üzerinde farklı anlamalara, kavram karmaşasına ve konunun dışına sapmaya neden olabilir.
3) Dikkat Çekme İlkesi
Tasarım yaparken önemli görülen sözcük ve resimler vurgulandığında öğrenme daha iyi olur. Öğrenenin dikkatini dersteki önemli(anahtar) ögelere, kavramlara çeker ve bu ögeler arasında iyi bir ilişki kurmasını sağlayarak konu dışı işlemleri azaltırız. Dikkat çekme aslında öğrenene yeni bir şeyler öğretmemektedir. Sadece anlatılmak istenen konunun daha kalıcı olmasını sağlamaktadır.
4) Gereksizlik İlkesi
Öğrenme açısından resimlerin ve sözlü anlatımın birlikte kullanıldığı durumlar, resim, sözlü anlatım ve metinin birlikte kullanıldığı durumlara göre daha iyi sonuçlar vermektedir. Aynı anda birçok ögenin verilmesi bilişsel kanala yükleme yapacağından dolayı iyi bir öğrenme söz konusu olmayacaktır.
5) Konumsal Yakınlık İlkesi
Birbiri ile ilişkili metinlerin ve resimlerin sayfada ya da ekran üzerinde birbirlerine yakın olması durumunda öğrenme daha iyi olur. Bu durumun dışındaki durumlarda ise konunun anlaşılma oranı düşecektir.
6) Zamansal Yakınlık İlkesi
Birbiri ile ilişkili metinlerin ve resimlerin aynı anda sunulduğu ortamlarda öğrenme daha iyi olur. Örneğin bir konu anlatıldıktan 5 dk. sonra o konu ile ilgili resim gösterilirse o konunun öğrenilme oranı daha az olur.
7) Kişileştirme İlkesi
Günlük dil kullanılan ortamlarda yani kişinin daha iyi anladığı dilin kullanıldığı ortamlarda akademik dil kullanılan ortamlara göre öğrenme daha iyi olur.
8) Ses İlkesi
Sözlü anlatımın insan sesi ile verilmesi durumunda öğrenme, makine sesi ile verilmesine göre daha iyi olur.
9) Resim
Konuşan kişinin resminin görülmesi, öğrenmenin daha iyi olmasını sağlar. Ama konuşan kişinin öğrenenlerle aynı ortamda olması çok daha iyi bir öğrenme sağlayacaktır.
10) Biçim
Resim ve anlatımın birlikte sunulduğu ortamlarda öğrenme, resim ve yazının birlikte sunulduğu ortamlara göre daha iyi olur. Yazının ve animasyonun birlikte sunulması, öğrenenin bilişsel sistemine gözleri aracılığı ile girerler ve bu da görsel sistemde aşırı yüklemeye neden olur.
11) Ön Alıştırma
Öğrenilecek önemli kavramlar ve bu kavramların özellikleri önceden bilindiğinde öğrenme daha iyi olur. Öğrenenlere konuyu anlatmadan önce konunun akışının anlatımı yapılmalıdır.
12) Parçalama – Bölme İlkesi

Konunun uygun biçimde bölümlere ayrıldığı durumlarda öğrenme, konunun bölümlere ayrılmadan verilmesine göre daha iyi olur. Yani öğrenmenin oranını artar.

ÇOKLU ORTAM TASARIMI  1. HAFTA 

Edgar Dale’nin Yaşantı Konisi

Değerli okuyucularım bu hafta sizlere çoklu ortam tasarımı dersinde öğrendiğim bilgileri paylaşacağım. İlk olarak Edgar Dale’nin yaşantı konisini ele alacağız.  Edgar Dale’nin yaşantı konisini en etkili olandan en az etkili olana doğru sıralanışı;

- Doğrudan doğruya edinilen maksatlı yaşantılar
- Model ve numunelerle edinilen yaşantılar
- Dramatizasyonla edinilen yaşantılar
- Geziler yoluyla edinilen yaşantılar
- Görsel sembollerle edinilen yaşantılar



Bu koninin dayandığı ilkeler, Çilenti tarafından şu şekilde açıklanmaktadır:

1- Öğrenme işlemine katılan duyu organlarımızın sayısı ne kadar fazla ise o kadar iyi öğrenir ve öğrenmelerimiz o kadar kalıcı olur.

2- En iyi öğrendiğimiz şeyler, kendi kendimize yaparak öğrendiğimiz şeylerdir.

3- En iyi öğrenim soyuttan somuta ve basitten karmaşığa doğru gidilendir.

Dale’nin yaşam konisine benzer bir sınıflandırma da 1937’lerde Hoban tarafından görsel-işitsel araçların sınıflandırılmasında da kullanılmıştır. Buna göre, eğitim ortamında kullanılan materyaller, sundukları eğitim ortamının soyuttan somuta oluş özelliğine göre sınıflandırılmıştır.

Bu sınıflandırmadan da anlaşılacağı gibi, eğitim materyallerinin en etkin kullanım amaçları, öğretilecek içeriğin soyuttan somuta doğru aşamalandırılması ve öğrencinin birden fazla duyu organına hitap etmesini sağlamaktır. Örneğin Piget’e göre, ilkokul çağındaki çocuklar somut işlemler dönemindedir. Bundan dolayı da bu dönemdeki çocuklara kazandırmak istediğimiz davranışlar için hazırladığımız ders içeriği, onların beş duyu organına hitap edecek özellikte somut materyaller ile desteklenmiş olmalıdır.

İkili Kodlama

İnsan beyninin farklı bilgi türlerini nasıl işlediğini açıklamaya çalışan bilgiyi kodlama kuramlarından biri İkili Kodlama Kuramıdır. Bu kurama göre bilişsel yapı, duyusal bellek veya sembolik sistem olarak adlandırılmakta ve kendi içinde sözel ve sözel olmayan iki alt sisteme ayrılmaktadır. Alt sistemlerin hem kendi içersin de hem de alt sistemler arasında bağlantıların bulunduğunu varsaymaktadır. İnsan beyninde bilgi hem sözel hem de sözel olmayan temsillerle kodlanabilmekte ve sözel bilgiler sözel olmayan bilgileri, sözel olmayan bilgiler de sözel bilgileri etkinleştirebilmektedir. İkili Kodlama Kuramının çeşitli uygulama alanları bulunmaktadır.

Sınırlı Kapasite

Mayer (2001), kuramında insanın kısa süreli belleğinin (dolayısıyla bilgiyi işleyen kanalların) bir defada sınırlı miktarda veriyi işleyebileceği sayıltısından hareket etmektedir. Bu sayıltısını da Baddeley’in kısa süreli (işleyen) bellek kavramı ve Chandler & Sweller’in (1991) (akt. Cooper, 1998) bilişsel yük kuramlarıyla desteklemektedir. Söz konusu bilgi işleme süreci Şekil 2.1’de verilmiştir. Sınırlı kapasite ve bilişsel yük, kısa süreli bellekle ilişkilendirilmektedir. Kısa süreli bellek, zaman ve saklayabildiği veriler bakımından sınırlıdır (Zhang ve Wang, 1998). Bu noktada materyalin sahip olduğu bilişsel yük önem kazanmaktadır. Bilişsel yük (cognitive load), kısa süreli bellekte bir kerede gerçekleşen zihinsel etkinlikler bütünüdür. 

Aktif İşlemci

Bireyin kendi biliş yapısı ve öğrenme özelliklerinin farkındalığını taşıması olarak tanımlanan yürütücü biliş ve yürütücü kontrol sisteminin işe koşulduğu yürütücü biliş stratejileri ile öğrenen, öğrenme süreci içinde aktif bir konuma gelmektedir (Senemoğlu, 1997). Mayer (2001), aktif işlemciyi açıklarken, aktif bilişsel süreçler içine ‘dikkat,’ ‘gelen bilgileri düzenleme’ ve ‘yeni bilgileri var olanlarla kaynaştırma’ eylemlerini katmaktadır. Bu bilişsel süreçleri geçiren öğrenenleri aktif işlemci olarak niteleyen kuramcı, insan belleğinin alabildiği kadar bilgiyi alıp depolayan, pasif alıcı olarak değil, bilginin farkındalığını taşıyan ve bu doğrultuda yürütücü biliş stratejilerini kullanan sorumlu ve etkin bireyler olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Aktif öğrenme, öğrenenin gelen bilgileri bilişsel süreçlerinden geçirmesiyle oluşmaktadır.